Mübadil Köy Kahvehaneleri - Bursa Selanik Göçmenleri
Headlines News :
Ana Sayfa » , , » Mübadil Köy Kahvehaneleri

Mübadil Köy Kahvehaneleri

Bursa Selanik Göçmenleri Tarih: 3 Ekim 2015 Cumartesi | 17:55


Mübadillerin Türkiye’ye yerleştikleri andan itibaren kurdukları ilk ve en eski sosyalleşme mekanı olarak köy kahvehanelerini belirtmek yanlış olmayacaktır. Kahvehaneler, gerek kimliklerin yaşatılması, gerek ortak hafızanın canlı tutulması, gerekse grup içi bağların sağlanması açısından, küçük ölçekli de olsa hala günümüzde en önemli mekanlardır.

Bir çok köy yerleşiminde kahvehanelerden başka sosyalleşme mekanı olmadığı göz önünde bulundurularak kahvehanelerin gündelik ve toplumsal hayatta çok önemli bir yer tuttuğu bir gerçektir. Köy sakinleri erkekler, özellikle de tarım faaliyetlerinin olmadığı dönemlerde zamanlarının büyük bir kısmını kahvehanelerde geçirmektedirler. Bu bağlamda, mübadil köylerindeki kahvehaneler mübadil hafızalarının canlı tutulmasını sağlamıştır.

Kahvehanelerde özellikle birinci kuşak mübadiller, mübadele öncesi hayatlarından, gelenek ve göreneklerinden, mübadele yüzünden çekilen acılardan konuşmuşlar ve bu bilgileri genç kuşaklara aktarmışlardır. Bu sayede; ikinci, üçüncü ve dördüncü kuşak mübadiller, büyüklerinin, atalarının tarihini ve yaşam tarzlarını öğrenmişlerdir. Aynı şekilde kişisel hikayeler bazen gerçek bazen de biraz abartıyla süslenmiş olarak aktarılmıştır.

Türkçeden başka bir anadile ya da dile sahip olan mübadillerin dillerinin yaşatılması açısından da kahvehanelerin önemi büyüktür. Birinci kuşak mübadiller arasında Türkçe'yi Türkiye’ye geldikten sonra öğrenmiş, dil bilmemenin yarattığı sıkıntıları çok uzun süre yaşamış olanların olduğu unutulmamalıdır. Özellikle anadili Yunanca, Pomakça ve Slavca olan birinci kuşak mübadiller, iskanı takip eden yıllarda kahvehanelerde bu dilleri konuşmaya devam etmiş, diğer gruplarla olan ilişkilerinde öğrendikleri ölçüde Türkçeyi kullanmışlardır. 

Günümüzde, özellikle de Marmara Bölgesi’nde, Türkçe'den başka dillerin halen konuşulmakta olduğu köyler ve köy kahvehaneleri mevcuttur. Mübadil köy kahvehaneleri, aynı zamanda gruplaşmanın ve kültürel farklılıkların getirdiği gruplar arası ayrışmalarının en fazla yansıdığı mekanlardır. Mübadillerle yerli halkın ya da mübadillerle başka bir muhacir grubunun beraber yaşadığı köylerde genelde her gurubun kendi kahvehanesi vardır. Bu durum, farklı yerlerden gelmiş olan mübadillerin beraber yaşadığı köylerde de bazen karşımıza çıkmaktadır. Bu şekilde görünmez sınırlar koyan köyün farklı sakinleri için, bu merkezi mekan ayrımı aslında bir yandan da grubun birliğini korumak için önemlidir. Bununla beraber bu tip bir ayırım, farklı grupların bireylerinin birbirleriyle olan ilişkilerini sınırlandırır çünkü bu tip ilişkiler temel kültürden uzaklaşmaya neden olabilir. Ancak bu sınırlandırmanın da bir sınırı vardır. Bu durum köyün farklı mübadil, muhacir ya da yerli halklarının tüm ilişkilerini saf dışı bırakmaz. Özellikle nüfusu az olan karma köylerde bu sınırlandırma daha azdır ve genellikle de tek bir kahvehane mevcuttur. Gözlemlerimiz, bu durumda da masaların ayrıldığını göstermektedir. Köyün genelini ilgilendiren bir konunun tartışılması ya da okey ve iskambil gibi oyunların dışında genelde kişiler kendi grubundan olanlarla aynı masayı paylaşmaktadır. Bu duruma en çok Edirne’nin karma köylerinde rastlanmıştır. Bu ayrımda konuşulan diller de önemli bir etken olmuştur. 

Türkçeden başka bir anadil ya da dile sahip olan mübadiller, yoğunlukla kendi dillerinden konuşan kişilerle oturmayı tercih etmişlerdir. Günümüzde bu ayrım en çok Bulgarca konuşmaya devam eden Bulgaristan muhacirleri ile Yunanca, Pomakça veya Slavca konuşan mübadillerin beraber yaşadığı köylerin kahvehanelerinde karşımıza çıkmaktadır. Çünkü dil sadece bir iletişim aracı olmayıp, her şeyden önce bizzat kendiliklerimizin ve anlamın kurulduğu kültürel bir inşa aracıdır (Chambers, 2005: 37).

Mübadil köy kahvehanelerinin diğer bir özelliği ise mübadele ve mübadillerin tarihini ve anılarını yaşatmak amacıyla duvarlara asılmış olan birinci kuşak mübadillerin siyah beyaz fotoğrafları, mübadele tarihi ve köyün tarihini anlatan panolardır. Bu tip fotoğraf ve panolar, mübadiller tarafından ortak hafızanın devamlılığı açısından önemli bulunmaktadır. Özellikle de genç kuşaklar için ayrı bir anlam taşıyan bu semboller, geçmişle gelecek arasında kurulmaya çalışan bağların en basit somut örneklerindendir. Ancak, kahvehaneler, sadece bulundukları köyün erkek halkı tarafından
kullanılır, diğer mübadillerle karşılaşmak için bir mekan olma özelliği taşımazlar. Bu nedenle gerek sözlü gerek semboller aracılığıyla kimlik ve kültürlerin yaşatılması çabası her mübadil köyünün kendi kahvehanesiyle sınırlı kalmaktadır. 

Gökçe BAYINDIR GOULARAS
Alternatif Politika, Cilt. 4, Sayı. 2, 129-146, Temmuz 2012


Bu Makaleyi Paylaş :

0 yorum:

Bu yazımız hakkında

düşünce ve önerilerinizi lütfen bizimle paylaşın..!

"Muhacir diye küçümsenenler,
tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar,
yani 'düşmanla sonuna kadar dövüşenler'
çekilen ordunun ri'cat hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler,
ve düşman karşısında kaçmak,
çekilmek nedir bilmeyenlerdir.

Muhacirler, kaybedilmiş ülkelerimizin
milli hatıralarıdır."

Mustafa Kemal Atatürk,
17 Ocak 1931

Translate

 
Support : Creating Website | Bursa Selanik Göçmenleri | ha_ay
Proudly powered by Blogger
Copyright © 2011. Bursa Selanik Göçmenleri - All Rights Reserved