Çekirge semtinin hikayesine gelince... Efendim, karısının fendi ile tesadüfen Osmanlı sarayına müneccim olarak giren bir gariban, bir gün padişahla saray bahçesinde dolaşırken, padişah aniden döner ve yumruğunu gösterir. "Bil bakalım müneccim" der, "elimde ne var?" Yakalandığını, kendisinin bu konularda hiçbir şey bilmediğini bildiği için, "eyvah, şimdi ne yapacağım" diye düşünür. "Efendim" der; "Çekirge bir sıçrar iki sıçrar, üçüncüde avuca düşer." Padişah o an avucunu açar. Gerçekten avucunda bir çekirge vardır. Adam bundan sonra sarayın müneccimbaşılığına getirilir. Ekonomik durumu düzelir, zenginleşir ve karısının adağı olan bir hayrat hamamı yaptırır hemen. Bugün Çekirge Sultan adıyla anılan hamam bu hayrat hamamıdır.
Bu hayrat hamamıyla beraber şehrimizin güzel geleneklerinden biri olan "halvet" geleneği başlamıştır Bursa'da. Allah'tan niyaz ettikleri adağın yerine gelmesi için yine adak olarak "halvet"i de Bursalı hanımlar adarlardı. "Halvet"i yapacak hanım, gelecek misafirlerin adedine göre yemeklerini hazırlar, hamama gider. Orada; gelen eş dost, akraba ve bütün fakir fukara, her isteyenin girebileceği bir gün yemeklerini yerler, gençler tef ve dümbelekle eğlenirlerdi. Bu gelenek halen Çekirge Sultan Hamamı'nda şükür ki devam edebiliyor.
Kaynak: Esat Uluumay
Bursa Defteri, 1.Sayı, Mart 1999, sayfa 24
0 yorum:
Bu yazımız hakkında
düşünce ve önerilerinizi lütfen bizimle paylaşın..!