Makedonya Kralı Kasandros, Milat’tan önce IV.yy’ın başlarında Vardar Nehri’nin denize döküldüğü körfezin biraz doğusunda yeni bir kent kurdu. Kente eşi “Tassalina”‘nın adını verdi. Bu münasebetle görkemli törenler yapıldı. Halk Makedonya’nın başkenti Pella’dan buraya akın akın göçe başladı.
Mevsim ilkbahardı ve meyve ağaçları çiçek açmıştı. Gökyüzünde bulut yoktu. Kral Kasandros: “Analar, yeni kurduğumuz bu güzelim şehirde gürbüz ve güzel çocuklar doğuracaklardır,” diyordu.
Tassalina, kocasının bu temennisini eksik buluyor ve şöyle tamamlıyordu: “Hayır, yalnız güzellik ve gürbüzlük bir meziyet sayılmaz. Analar, yiğit askerler doğursunlar.”
Genç ve güzel kadın, bu sözleri söylerken gururlanıyordu. Çünkü Tassalonika, tarihin kaydettiği en büyük kumandan ve İmparatorlardan biri olan İskender’in (M.Ö. 356-323) kız kardeşiydi.
Aradan yy’lar geçti. Bölge uzun yıllar Bizans’ın egemenliğinde kaldı. Analar bu şehirde tarihe şan veren büyük ve yiğit asker doğurmadılar. 29mart1430′da son fetihle bir Türk kenti haline getirilen Tassalonika, Selanik adını aldı. Aradan 451yıl geçti. Tarihi bir olay daha oldu.
1881yılında Selanik’te güçlü bir beden yapısına sahip olduğu gibi güçlü bir iradeye de sahip olan Türk anası, güzel, gürbüz olduğu kadar yiğit de olan bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Adını Mustafa koydular.
Yalnız kendi ulusu için değil, diğer uluslara da örnek olacak, tarihe şan veren geleceğin Mustafa Kemal Atatürk’üydü bu.
0 yorum:
Bu yazımız hakkında
düşünce ve önerilerinizi lütfen bizimle paylaşın..!