Kente dair yapılmış jeopolitik bir tanımlama şöyle: “Selanik, Batı’nın en Doğu ve Doğu’nun en Batı kenti.” Bu tanım kentin yüklendiği ana işlevi yansıtıyor. İlk aşamada Köprülü üzerinden geçen demiryolu Üsküp ve Priştine’den sonra Mitroviçe’ye varır. Yapılan bir diğer hatla 1909’da İstanbul’a ulaşır. Başka bir hatla Manastır’a bağlanır. Bu bağlantılar sayesinde limanının cazibesi artar ve Selanik güney kapısı olur Orta Avrupa’nın. Kapitalizmin hızla gelişmesi sonucu yabancı tacir, Levanten, komisyoncu ve tercüman sayısının hızla arttığı, halkının gittikçe karmaşık hale geldiği yer olur Selanik.
Bilenler hoş göre; bilmeyenler sabrede: Yenice, Selanik’in kazası olup Evrenos Gazi’ye padişahça verilen bir aile yurdu. Vardar nehrine yakınlığı yüzünden Vardar Yenice olmuş adı. Tütün tohumu ilk kez Amerika’dan deniz yoluyla Selanik’e geldi (1606); aynı yıl Yenice’de ekildi. Tekel’in eski Yenice sigarası o meçhul(!) geçmişten bir selâmdı..
Yahudiler 1512’de Selanik’te ilk matbaayı kurdular. O tarihte Yavuz Selim’in İran’ı almasına iki yıl, matbaayı İstanbul’a getirecek olan İbrahim Müteferrika’nın doğumuna ise 160 yıl var daha. Bütün bunlar şu demektir: İlk yatırımlar ve modernleşme Selanik’te başlar. Kentin tarihteki asıl işlevi bu olur.
Bilinçli ve pazara yönelik tarıma çok erken başlandı. Gerçi Bursalılar da ipekle öğünürler ama, Selanik bu alanda geri kalmıyor bizden. İpek ve yün dokuma işinin yanı sıra un değirmenleri, tuğla, kiremit ve bira fabrikaları yıllar önce kurulur. Hemen hepsi Yahudilere ait olan bu yatırımlarda öne çıkan bir ad var: Dr. Moiz Allatini. Kent dışına yaptırdığı Allatini Köşkü ise, dillere destan! Gün gelecek bu köşk, tahtından indirilip Selanik’e sürgün edilen Abdülhamit’e “mahpushane” olacak.
Karmaşık bir kültürün yaşandığı “Doğunun en Batı” kentinde, en belirgin nitelik, devletin şeriatla yönetilir olmasına rağmen, görülen laik yaşam ve özgürlüktür. Bu yüzden kentin bir diğer adı, “Kâbe-i Hürriyet”tir! Basın yayın ortamı İstanbul’a oranla çok daha elverişlidir. Dini ve etnik guruplar kendi gazetelerini rahatça çıkarmaktalar. Edebiyat tarihinde övünçle sözünü ettiğimiz Genç Kalemler mecmuası burada çıkıyor. Gazeteci Yunus Nadi, Selanik’e gelerek başyazarlık yapmakta; gazetenin adı: Rumeli. Mustafa Kemal’le dostlukları o dönemden kalma. Dinç Bilgin’in dedesi kentte “Asır” gazetesini çıkartıyordu; İzmir’e gelince gazete “Yeni Asır” oldu.
Eğitim tarihimizde Selanik büyük önem taşıyor. Mustafa Kemal’in mektebinde okuduğu Şemsi Efendi’den çok önceleri Abdi Efendi ile Selim Sabit Efendi var ki, Necdet Sakaoğlu’nun ”Osmanlı Eğitim Tarihi” kitabından aktaralım:
“Selânikli eğitimciler, okul, metod, kitap açısından, yenileşmenin bayraktarlığını yaptılar. Selim Sabit Efendi’nin Rehnüma-yı Muallimin adlı, öğretmen kılavuz kitabı ile Elifba-yı Osmanî adlı ders kitabı, daha başka elifbalar, kitapçıklar, haritalarla araçlar; usul-i cedid programını benimseyen okullara girdikçe gericilerin kıpırdanmaları da arttı. Maarif Nâzırı, Selim Sabit Efendi ile öteki aydın öğretmenleri katına çağırıp “Okulların bu duruma getirilmesinin dine aykırı görüldüğünü, Kur’anı Kerim’in diz çökmeden öyle sıra üstünde el ayak sallanarak okunamayacağını, Şeyhülislâmın, bu Frenk işlerinin doğru olmadığına ilişkin fetvâ verdiğini, ortalığı velveleye vermemek için işi yavaş yavaş götürmelerini” söylemişse de nümune iptidâileri, İstanbul’da, Selânik’te, Mithat Paşa’nın girişimiyle Tuna Vilâyeti’nde daha sonraları da ülkenin her tarafında hızla yayılmıştır.”(s.87)
Gel de kıyaslama: Osmanlının Milli Eğitim Bakanı ilerici öğretmenlere “işi yavaş yavaş götürmelerini” öğütlerken... Cumhuriyet döneminin kimi hükümetleri ve Milli Eğitim Bakanları, “işi yavaş yavaş başka yöne”(!) götürmekteler! Dikkat buyurunuz: Abdülhamit’in açtığı okulları bitiren asker ve sivil kadrolar... Yurdu işgalden kurtarıp cumhuriyet devrimini başarmış iken... Cumhuriyet okullarından mezun kimi genç kuşaklar, bugün yüzlerini ekşitiyor Atatürk’e ve çağdaş kültüre.
Özetle: Aklın egemen olduğu bir dünyanın talep edildiği yerdir Selanik. Bunu toplumuna yansıtmak ana işlevi olur. Bu işlev ışık tutar Cumhuriyet Devrimine.
kaynak: Selanik'ten Bursa'ya, Ali Aksoy Olay Gazetesi-Bursa’da Yaşam Dergisinin Ocak 2008 tarihli sayısında yayımlanmıştır.
0 yorum:
Bu yazımız hakkında
düşünce ve önerilerinizi lütfen bizimle paylaşın..!